İSTE’de Söyleşi!

23 Ocak 2018 Salı 15:42
Bu haber 1031 kez okundu

İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE), İskenderun Meslek Yüksekokulu El Sanatları Bölümü Öğretim Görevlileri Adem Çolak ve Merve Düzağaç Çolak ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdi

İSTE'de Söyleşi!

İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE), İskenderun Meslek Yüksekokulu El Sanatları Bölümü Öğretim Görevlileri Adem Çolak ve Merve Düzağaç Çolak ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdi

-Bize özgeçmişlerinizden kısaca bahseder misiniz?

Merve Düzağaç Çolak: Lisans eğitimimi Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Tezhip Anasanat Dalında, Yüksek Lisans eğitimimi ise Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Geleneksel El Sanatları alanında tamamladım. 2012 yılında Gazi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Tekstil Tasarımı ve El Sanatları Tasarımı Bölümlerinde kısmi zamanlı öğretim görevlisi olarak görev yaptım. 2014-2016 yılları arasında Rize’de Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi El Sanatları Bölümü’nde Öğretim Görevlisi olarak görev yaptıktan sonra, Ağustos 2016’dan itibaren İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) İskenderun Meslek Yüksekokulu El Sanatları Bölümünde Öğretim Görevlisi olarak görev yapmaktayım.

Adem Çolak: Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde önlisans, Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Tekstil Dokuma ve Örgü Öğretmenliği Anabilim Dalında Lisans eğitimimi tamamladım. Gazi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Tekstil Tasarımı ve El Sanatları Tasarımı Bölümlerinde kısmi zamanlı öğretim görevlisi olarak yaklaşık beş dönem ders verdim. Ağustos 2016’dan itibaren İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) İskenderun Meslek Yüksekokulu El Sanatları Bölümünde Öğretim Görevlisi olarak görev yapmaktayım.

Bu soruyu Öğr. Gör. Adem Çolak Bey’e sormak isteriz. Önlisans eğitimi aldığınızı söylediniz. Şimdi de bir Önlisans Programında görev yapmaktasınız. Önlisans öğrencilerine özellikle neler söylemek istersiniz?

Adem Çolak: Burada eğitim gören öğrencileri daha iyi anlıyor ve onlara elimizden geldiğince daha fazla yol göstermeye çalışıyoruz. Meslek yüksekokulları, lisans eğitime geçişin de mümkün olduğu önemli bir kanaldır. Bunu da okulumuzda sohbet etme imkânı bulduğum her öğrenciye söylüyorum. Çünkü önlerinde canlı bir örnek duruyor ve onlara diyorum ki; Sizler yeter ki İSTE’yin ve azmedin, böylelikle başaramayacağınız hiçbir iş yoktur.

-Sizler sanatla uğraşan ve bu işin eğitimini almış kişilersiniz. Peki, bilim ve sanatın uyumu hakkında neler söylemek istersiniz?

Merve Düzağaç Çolak: Bilim ve teknoloji sanatla desteklenirse, ortaya çıkacak ürün kusursuz bir şaheser olur. Sanat hayal kurmak demektir, estetik demektir. Sanat; öğrencilerin ve bilim insanlarının ufkunu ve hayal gücünü geliştirebilir.  Hayal etme yeteneği mühimdir. Sanat ve bilimin ortak noktası ise tekniktir. Muhakkak ki uyum içerisinde olmaları bu yüzden kaçınılmazdır.

Adem Çolak: Bilim aslında sanatla ayrılmaz bir bütündür. Sanat ve bilimin ortak noktası tekniktir. Örneğin dokuma sanatı veya tezhip sanatı ve bunlar gibi unutulmaya yüz tutmuş geleneksel sanatlarımızın kendine has teknikleri vardır. Aynı şekilde; teknoloji geliştirme bir hayal dünyası gerektirir. Hayaller belirli teknikler ile yoğrularak teknoloji geliştirilebilir.

-Sanatla ilgili bir bölüm okuma isteğiniz nereden geldi?

Merve Düzağaç Çolak: Lise öğrenimim de grafik bölümünden mezun oldum. Soracaksınız böyle modern ve bilgisayarlı eğitimler almışken neden geleneksel çalışmaya bir anda geçiş yaptınız? Bunun cevabı olarak da şunu söyleyebilirim; sanat çok fazla emek ve zaman gerektiren bir yoldur. Emek ile yapılan işlere ilgimin daha fazla olması sebebiyle, geleneksel sanatlarda devam etmeyi istedim. Görüyorum ki unutulmaya yüz tutmuş geleneksel sanatlarımız günümüzde çok yoğun ilgi görmeye başlamıştır. Bende bunun sevinci ile işimi severek yapmaya devam ediyorum.

Adem Çolak: Anadolu Meslek Lisesi Tekstil Bölümünden mezun oldum. O zamanlar sanat ile ilgili değil de işin teknolojik kısmı ile ilgileniyordum. Ne zaman ki Gazi Üniversitesi’nde eğitim almaya başlayıp, oradaki birbirinden değerli hocalarımla birebir çalışma fırsatı bulup, onlarla birlikte alan araştırmalarına çıktıktan sonra, işte o zaman “Ben sanatın içerisinde olmalıyım” dedim.

-Biraz özel olacak ama, hem meslektaş olup hem eş olma durumunuz var. Birbirinizi iş bölümünde de tamamlıyor musunuz?

Merve Çolak: Kesinlikle tamamlıyoruz. Adem Bey; dokuma, örme, keçe vb. alanlarda uzmanlaşmışken, ben ise kağıt sanatlarında uzmanlaştım. Biz bu iki sanatı birleştirerek öğrencilerimize daha zengin içerikler sunmaya çalışıyoruz.

Adem Çolak; Biz birbirimizi iş alanında çok fazla tamamlıyoruz. Bir ürünü yaparken ister istemez gözümüzden kaçırdığımız hatalarımız olabiliyor. Bizler farklı göz olarak o ürüne baktığımızda, hatalarımızı söyleyip ortaya daha iyi eserlerin çıkmasını sağlıyoruz.

-İSTE’nin girişimciliği de içeren Teknoversite vizyonu için ne gibi çalışmalarınız oldu?

Adem Çolak; El Sanatları Bölüm Başkanı olarak bu soruyu ben cevaplayayım. İnovasyon ve girişimcilik yaklaşımı kendimizi geliştirmeye vesile oluyor. 2.ci Teknoversite Günleri için keçe, bakır, tezhip, minyatür, çini vb. tablolar yaptık. Farklı birer bakış açısı kullandık. Örneğin, keçe ürünler genellikle giysi, yer yaygısı vb. şekilde kullanılırken bizler çeşitli yağlı boya resimlerini kullanarak keçeleri tablo haline dönüştürdük. Ayrıca, Ebru Standı açarak farklı kişilere ebru sanatını tanıtıp uygulamalarını yaptırdık. Bu farklı bakış açımız ile Teknoversite Günleri’nde büyük ilgi gördük.Üstünde çalıştığımız birçok çalışma mevcut. Öğrencilerimizle birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Bu seneki 3.cü Teknoversite Günleri’nde sürprizlerimizle yer almayı planlıyoruz.

-Geçen sene Ulusal bir serginiz vardı ve büyük bir ilgi ile karşılandı. Bu yılda aynı şekilde çalışmalarınız olacak mı?

Evet, geçen yıl aslında biz burada yeni göreve başlamıştık. Hocalarımızın bize her zaman söylemiş oldukları bir söz vardı; “Gittiğiniz yerde o yöreyi ve görev yaptığınız Üniversiteyi tanıtmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyin”. Bizde Üniversitemizi daha da tanınır hale getirmek için ilk olarak Ulusal bir sergi açmayı düşündük. Bu fikrimizi önce Meslek Yüksekokulu Müdürümüz Sayın Doç. Dr. Selçuk Mıstıkoğlu Hocamıza açtık, sağ olsun O da bize destek verdi ve konuyu Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Türkay Dereli Hocamıza iletti. Sağ olsunlar, hem Müdürümüz hem de Sayın Rektörümüz bize her adımda destek oldu ve çok kısa bir zaman içerisinde 36 farklı Üniversiteden Hocalarımızın birbirinden güzel eserlerinin yer aldığı Ulusal Jürili 19 Mayıs Karma Sergisi’ni Üniversitemizde açmış olduk. Bu sergi sonunda çok güzel geri bildirimler aldık. Bu yıl ise, gelen istekler doğrultusunda sergimizi Uluslararası boyutta açmayı planlıyoruz.

-Bizlere vakit ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz. İyi çalışmalar diliyoruz.

Biz de sizlere Bölümümüzün tanıtımını yapmış olduğunuz için ve bu söyleşilerle çalışmalarımızı her kesime duyurduğunuz için teşekkür ediyoruz. Bizler, Cumhuriyetimizin Kurucusu Atatürk’ün;“Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu ifade söz ile olursa şiir, nağme ile olursa musiki, nakş ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur” sözü gereğince; güzelliği el sanatları ile ifade etmeye çalışan insanlarız.



Yorum Gönder