Yeni düzenlemeyle medeni kanunla ilgili değiştirilmek istenen bazı maddelerle ilgili olarak CHP kadın kolları tepki gösterdi. Müftülere verilen nikah yetkisine karşın, CHP kadın kolları genel başkanı Fatma Köse’nin basın açıklaması, Ülke genelinde CHP kadın örgütleri tarafından es zamanlı olarak okundu.
İskenderun CHP ilçe örgütünde ilçe kadın kolları başkanı Nilgün Selçuk tarafından okunan basın bildirisinde şu ifadelere yer verildi; “Türkiye’nin gündeminde çok acil çözümlenmesi gereken sorunlar var iken, İç-Dış borçların trilyon dolarlara yaklaştığı, işsizliğin- aşsızlığın had safhaya ulaştığı, her dört gençten 1’inin işsiz olduğu, terörün her gün yüreklerimizi kasıp kavurduğu, basının ve bilimin dört duvar arasına hapsedildiği bir süreçte; yapılacak hiçbir iş kalmamış gibi, iktidar yine nikâhı kimin kıyacağı ile uğraşmaya başladı.
İktidarın müftülüklere de, resmi nikâh kıyma yetkisi veren kanun tasarısını tekrar tekrar gündeme getirmesi, yaşamakta olduğu çöküşü, sistematik tehditlerle bertaraf etmeye çalışmasıdır. Biz kadınlar sormak istiyoruz; Kadınlar her gün öldürülüyor iken, Her gün tacize, tecavüze şiddete uğruyor iken, Yoksulluk içinde iken, Özgürlükleri gasp ediliyor iken, Tek sorunumuz, evlenme akdinin müftü aracılığıyla çözüme kavuşturulması mıdır? Sizler; medeni kanunun kadınlara verdiği haklardan neden rahatsız oluyorsunuz? Mevcut şartlarda, Türkiye’de evlendirme memuru sayısında bir sorun yoktur. Buna rağmen müftülüklere de bu yetkinin verilmesi sosyal hayata dini tahakkümün dayatılması içindir. Türkiye’de çocuk istismarlarının ve tecavüzlerin büyük çoğunluğunun dini nikâh kisvesi altında yapıldığı düşünüldüğünde bu tasarının nasıl bir gaflet olduğu daha rahat görülecektir.12 yaşında imam nikâhına, 6 yıl sonra imamın kıydığı resmi nikâha, çocuk gelinlere izin vermeyeceğiz.
Müftülük kurumu İslam ile özdeştir. Resmi nikâhın müftülerce kıyılabilmesinin önünün açılması Türkiye’deki aile yapısına dini bir dayatmadır. Bu topraklar dinine sahip çıkan geleneklerine ve göreneklerine bağlı olan insanların evidir. Bu insanların %90’dan fazlası zaten Müslüman’dır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devletidir. Hukuk Devleti olmakla, kadınlar evlenirken Medeni Kanun hakları güvence altına alınmıştır. Evlilik akdinin müftülerce yapılmasının önünün açılması din ve devlet işlerinin birbirine karıştırılmasıdır. Bu da laiklik ilkesine aykırıdır.
Ancak endişe ile görüyoruz ki; iktidar bu ve bunun gibi uygulamalarla laik düzeni yavaş yavaş ve sinsice yok etmeye çalışmaktadır. Bir arada yaşamamızı sağlayan laikliğe açılan her gedik, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirecektir. Bugün daha net görüyoruz ki siyasi iktidarın son yıllarda ‘dava’ dediği şey laik düzenin yıkılması davasından başka bir şey değildir. Biliyoruz ki bu düzenlenmeyi getirenlerin en büyük korkusu, direnen, mücadele eden kadınlardır! Türkiye’de kadınların sosyal statüsü 1926 medeni kanunu ile resmen tanımlanmıştır. Bizlere düşen, bu medeni kanunu daha ileriye taşımaktır. Biz Atatürk devrimlerinin uygulayıcısı kadınlar olarak, kadını toplumdan dışlayan her tür uygulamanın karşısında olduğumuzu ve mücadelemize devam edeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz. Bu düzenlemeyi derhal geri çekin!”
Yorum Gönder