Sena Kurt, ‘Mavinin Atatürk Tonu’ Kitabını İmzaladı…

14 Kasım 2019 Perşembe 12:10
Bu haber 596 kez okundu

16 yaşındaki Atatürkçü yazar Sena Kurt Mersin'in Silifke ilçesinde bulunan Taşucu Ortaokulu'nda kitaplarını imzaladı.

Sena Kurt, ‘Mavinin Atatürk Tonu' Kitabını İmzaladı…
16 yaşındaki Atatürkçü yazar Sena Kurt Mersin'in Silifke ilçesinde bulunan Taşucu Ortaokulu'nda kitaplarını imzaladı. Mavinin ATATÜRK Tonu kitabının imza gününde öğrencilere bir konuşma yapan Sena Kurt, Yazarlığı çok küçük yaşlardan hedef edindiğini ve bu hedefini genç yaşta gerçekleştirdiği için çok mutlu olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

"Atatürk’ü bir “kahraman” olarak değil de bir “insan” olarak düşündünüz mü hiç? Atatürk’ün hep “kahraman” olduğunu söylediler bize…

Düşmanları nasıl yendiğini, ulusunu karanlıktan aydınlığa nasıl çıkardığını, yurdu nasıl kurtardığını, zaferden zafere nasıl koştuğunu, yurtsever biri olduğunu ve ulusu için neler yaptığını, her başarıyı kendisine değil de ulusuna mal ettiğini, dünyaya hükmeden kararlı bir devlet adamı olduğunu anlattılar.

Her söyleyen, her söylediğinde gerçekten de haklıydı. O, bizim için hep ulaşılmaz, hep ayrıcalıklı biriydi.

Atatürk’ü bir “kahraman” olarak değil de bir “insan” olarak düşündünüz mü hiç ?

Oysa O, saydığımız tüm üstün özelliklerinin yanı sıra bir “insandı”.

O da bizler gibi; banyo yapan, yemek yiyen, pijama giyen, ağlayan, üzülen, gülen, seven birisiydi.

Atatürk'e gerçekten yakın olan Afet İnan, onun, "Gözyaşları zaaf alâmetidir" dediğini

söyler. Fakat ekler ve der ki, 'Fakat bu zaafın insan hislerinin bir gösterisi olduğuna kim şüphe edebilir? Çünkü Atatürk de, bu insanî zaafa boyun eğmiş ve hayatında sevinç ve keder gözyaşları dökmüştür.' 

Ama gerçekten gözyaşı dökmek bir "zaaf" mıdır, yoksa "insan" olmanın bir göstergesi midir?

Sıradan insanlar için belki bir "zaaf" ama, Atatürk gibi bir "insan" için değil.

Çünkü bir kere "insan"dan başka hiçbir canlının gözlerinden yaş süzülmüyor.

Çünkü, yalnız insan duygu yüklü.

Ne var ki, duygusal olma ölçüsü de insandan insana değişiyor. Ve biz biliyoruz ki,

O'nun için kendisini duygulandıran olaylar karşısından gözyaşı dökmek, bir "zaafın değil, "insan" olmanın, Mustafa Kemal olmanın sonucu olduğuna inanıyoruz.

Özgür ruhuyla, bazen ortalardan kaybolmak ister, bir sade vatandaş gibi yaşamanın özlemi ve coşkusuyla, otomobilinden inip hareket etmek üzere olan trene atlar, tramvaya binip Beyoğlu’na çıkar; aklına esti mi türkü söyler, coştu mu zeybek oynar, erleriyle güreş tutar, gece yarısı mutfağa inip aşçısıyla omlet ya da yakınlarının pek sevdiği menemene benzer bir yumurta yemeği yapardı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, duygusal bir insandı.

Yakınlarının yazdıklarından yola çıkarak O'nun kimi olaylar karşısında gözyaşlarını tutamadığına şahit olan birçok kişi var. Yaklaşık iki yıllık bir çalışmanın ve araştırmanın ürünü olan "Mavinin Atatürk Tonu" kitabımda işte bu anıları derlemeye çalıştım. Umarım başarılı olmuşumdur.

Sizler de benim gibi genç yaşta kitap yazabilecek yetenektesiniz. İdeallerinizin peşinde koşun ve o idealinizi gerçekleştirmek için çok çalışın. Ben çok çalıştım ve başardım. 

Biliyorsunuz Atatürk geleceği biz gençlere emanet etti. Hep birlikte bu emanete sahip çıkmalıyız. Bu bizim için milli bir görev.

Son olarak; kitabımın hazırlama kararı aldığım günden itibaren bana destek olan, Atatürk’ü sevmemi ve O’nu doğru anlamamı sağlayan saygıdeğer babam Gazeteci / Yazar Nevzat Kurt’a, anneme, ağabeyime, Kitap Otağı Yayınevi yetkililerine ve siz değerli okurlarıma sonsuz şükranlarımı sunuyorum."





 

 

 

 

 

Yorum Gönder