Üreticiler Faiz Yükü Ve Zayıf Talep Karşısında Ayakta Kalmaya Çalışıyor

11 Ekim 2025 Cumartesi 16:02
Bu haber 34 kez okundu

7 Ekim Salı günü Atakaş Çelik’in ana sponsorluğunda Anemon İskenderun Otel’de 400’ün üzerinde katılımcıyla gerçekleşen SteelOrbis Piyasa Sohbetleri toplantısında Türk çelik sektörünün mevcut görünümü ve gelecek beklentileri ayrıntılı biçimde ele alındı.

Üreticiler Faiz Yükü Ve Zayıf Talep Karşısında Ayakta Kalmaya Çalışıyor

7 Ekim Salı günü Atakaş Çelik’in ana sponsorluğunda Anemon İskenderun Otel’de 400’ün üzerinde katılımcıyla gerçekleşen SteelOrbis Piyasa Sohbetleri toplantısında Türk çelik sektörünün mevcut görünümü ve gelecek beklentileri ayrıntılı biçimde ele alındı. Atakaş Çelik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Naim Atakaş’ın da katıldığı toplantının diğer sponsorları ise Yatırım Finansman, Arslan Group ve Asya Taşımacılık oldu.

Atakaş’tan sektörel değerlendirme 

SteelOrbis Genel Müdürü Murat Eryılmaz’ın açılış konuşmasının ardından söz alan Atakaş Çelik İhracat Müdürü Haydar Küpeli, Atakaş Çelik’in üretim hatları ve kapasite gelişimini özetleyerek şirketin Türkiye’nin en modern tesislerinden biri haline geldiğini vurguladı. Küpeli, asitleme, tersinir haddeleme, galvanizleme, boyama ve çelik servis merkezlerinden oluşan entegre yapı sayesinde şirketin yıllık toplam 1,1 milyon mt’u aşan işleme kapasitesine ulaştığını söyledi.

Türkiye’nin yıllık 37 milyon mt civarındaki ham çelik üretimiyle dünyanın sekizinci büyük üreticisi olduğunu hatırlatan Küpeli, 2025’te Türkiye’nin Almanya’yı geride bırakarak yedinci sıraya yükselebileceğini belirtti. Ancak buna rağmen kapasite kullanım oranlarının son yıllarda gerilediğine dikkat çekti ve “2021’de %75 olan kapasite kullanımı 2023’te deprem nedeniyle %57’ye düştü. Bu yıl %62 seviyesine yaklaşmasını bekliyoruz,” ifadelerini kullandı.

Küpeli ayrıca Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ve koruma önlemlerinin Türk çelik üreticileri için hem risk hem de fırsat yarattığını ifade etti. Küpeli’ye göre Türkiye’nin elektrik ark ocağı tabanlı üretim oranı ve lojistik avantajı sayesinde düşük karbonlu ürün segmentinde öne çıkma ihtimali var ve Çin ile Hindistan gibi yüksek emisyonlu üreticilerin fiyatlarının artması durumunda rekabetçiliğiyle Avrupa piyasasında yeni fırsatlar yakalayabilir.


Yorum Gönder